26 Şubat 2010

Emek'e... Bal Bebeğime...

Şimdi zamanı sorgular ömrüm. Sensiz geçen zamalarımın o yitip gitmelerin acısını çıkarmak istercesine sevmeli seni. Öylede yapıyorum ya zaten.

Sen kalbimin dengi
Ömrümün rengi,
Her sabah yeniden uyanmaya sebep,
Her gecenin uyuyabilmek için güzel bahanesisin.

Çok dilemelerin ve karanlığın ortasına doğupta açtığım ellerin tam zamanında gelmiş karşılığısın.
Bir adın kabul olmuş duadır sevgilim.

Neler neler değişti seninle. Geçen ömrün güzelleşmiş yanı sensin ve ölü yada diri kalan varlığımın tek aşkı sen ol.

Ne olur kolay sanma seni anlatabilmek. Başlayacağım yer hep ismin oluyor. Ve sana aşık olmadım ben. Biliyorsun beni; ben senin aşka aşık oluşunu sevdim, sevmeyi bilen sevgini sevdim. Bir kalem tuttuğunda satıra döktüklerinde gördüm seni. Ben seni bir kağıt parçasında sevdim ki o andan sonra bir kağıt değildi. Bomboşta olsa bir parçasını koparıp cebimde saklamayı huzur veren bir dua taşırmışcasına sevdim. Seni sen yapan her şeyle SENi sevdim ben. SENİ SEVİYORUM.

Birde ismin; dedim ya başlayacağım yer diye. Önce ismine aşık oldum. Kafamın içinde yankılandı durdu günlerce.
Sonra gözlerin girdi geceme.
Gülüşün düşümü fethetti.
Dualarım sana döndü.
Kalbim gözlerini açtı ve seni gördü ve kavgaya tutuştuk.
Gözlerimin baktığı başka ve çokken kalbimin baktığı sendin. Günüme kattığım başka ve çokken ömrüme yazdığım sendin. Ve ben vazgeçtim gözümün gördüğü, günümün sunduğundan.

Sana geldim. Tüm bir cesaretle, yılmıştım son bir çareyle sana geldim. Sana seni sevmek için geldim. Sana koşarak geldim. Gözlerimle görerek değil kalbimle ışığını takip ederek geldim. Başını omzuma koyduğunda nefesimi kesecek, yanına yaklaştığımda aklımı karıştıracak sen ol diye sana seni sevmek için geldim.

İşte o an gözlerimde görmeye başladı seni. Her gün yeniden günüme katmak için seni arzuladı günlerim. Gözlerinin farkına vardım. Yeşim gibi değerli ve parlak, okyanus yeşili gibi derin ve nasıl binbir çeşit hayat varsa içinde binbir çeşit anlam buldum gözlerinde. Hayat gibi doğa gibi canlı. Dokundum ve kapıldım büyüne. İnanamadım bu düşümün gerçekliğine ;bende öldürdüm beni, seni seviyorum deyince sevginde yeniden doğdum. Şimdi orda yaşıyorum.

Varlığım sensin.
Geleceğim sensin.
Geçmişi başka olan ben çoktan öldü. Geçmişim sensin.
Gecem, gündüzüm ve uykum sensin.
Düşümde , düşüncemde sensin.

Lambanın cini lambasından çıkıp senin sevgine girdi. Nasıl sen bana dokunup o meskenimden çıkardıysan beni, bir başkası gizlendiğim bu sevgine dokunup beni tekrar çıkarıncaya kadar SENinleyim.

Kimsecikler dokunamazsa sevgine bil ki SONSUZUM. BEN HEP SENİNLEYİM.

Hiç yorum yok: